Bitkisel Hormonların Zararları Hormon büyüme düzenleyici maddelerin kapsamına, bitkide doğal olarak oluşan hormonlar ve bitkiye dışarıdan verilen yapay bitki büyüme maddeleri girer. Bitkilerde hormonlar, bitki içerisinde çok küçük miktarda üretilen, üretildiği dokulardan başka dokulara taşınan ve taşındığı dokunun büyümesi ve gelişimi üzerinde etkili maddelerdir. Dolayısıyla bir bitkinin her dokusu, miktarı değişmekle birlikte çeşitli hormonları içermektedir. Bitki içerisinde kullanılan bu hormonlar beş grupta toplanır: oksinler, gibberellinler, sitokininler, absisik asit ve etilen hormonları. Bitkisel Hormonların Çeşitleri
Bitkisel Hormonların Zararları Günümüzde bitkisel hormonların zararları, özellikle yeni gelişen çocuklarda görülmekte ve insan vücudunun şeklini ve yapısını önemli ölçüde değiştirmektedir. Etilen hariç diğer kimyasal yapay hormonlar, bitkilerde kullanıldığında doğal hormonlara benzer veya aynı etkileri oluşturur. Hormonal uygulamalar pek çok üretici tarafından dünya standartları gözetilmeden ve teknik elemanlara danışılmadan yüksek dozlarda kullanılmaktadır. Üreticiler, hormonal dozları artırarak daha fazla büyüme ve verim elde edeceklerine inanırlar, ancak bu aşırı kullanım insan sağlığına zarar verdiği gibi sebze kalitesini düşürmekte ve verimi azaltmaktadır. Bitkisel Hormonların İnsan Sağlığı Üzerindeki Etkileri
Toplum Bilinci ve Önlemler Son yıllarda yazılı ve görsel medyada aşırı hormonlu ürünlerin insan sağlığına verdiği zararlar konusunda halkın bilinçlenmesi sağlanmıştır. Bu bilinçlenme sayesinde marketlerde ve pazarlarda "hormonsuz" etiketleri yaygınlaşmıştır. Gelişmiş ülkelerde aşırı kimyasal madde kullanımından kaçınılmakta ve belirli standartları taşımayan ürünlerin ithalat ve ihracatı yapılmamaktadır. Hormonlu Gıdaların Belirlenmesi Hormonlu gıdaların belirlenmesi oldukça kolaydır. Örneğin, domatesin içi çekirdeksiz ve çok sulu ise, patlıcanın içi süngerimsi ve çekirdeksiz ise, patatesin şekli bozuk ve yumruları yapışık, içi kara ise hormonlu sebzelerdir. Hormonlu gıdalar, insan sağlığı açısından büyük bir tehdit oluşturmaktadır. Örneğin, geçmişte %2 olan anne olamama vakaları günümüzde daha yüksek oranlara ulaşmıştır. Bunun nedeni, kişilerin doğuştan itibaren hormonlu yiyeceklerle beslenmesidir. Hormonlar, kilo alımını hızlandırır, boy uzamasını engeller ve vitamin alımını durdurur. Bu nedenle, vücut vitaminsiz kalarak hastalıklara daha kolay yakalanır. Kışın hastalıklara yakalanan kişiler, genelde vitaminsiz kaldıkları için bağışıklık sistemleri zayıflar ve grip, yorgunluk, halsizlik gibi belirtiler ortaya çıkar. |