Prolaktin hormonu, süt hormonu veya stres hormonu olarak da bilinir. Bu hormon, beyindeki hipofiz bezinin ön lobunda salgılanan bir iç salgı hormonudur. Prolaktinin ana işlevi, süt üretimini düzenlemektir. Hamile kadınlarda, hamileliğin ikinci ayından itibaren prolaktin seviyesi yükselmeye başlar. Hamilelik döneminde düşük prolaktin seviyeleri, istenmeyen bir durum olarak kabul edilir.

Prolaktin hormonunun görevleri arasında şunlar bulunmaktadır:

Prolaktin hormonu bazen gebelik dışındaki durumlarda da yüksek çıkabilir. Bu duruma neden olan çeşitli faktörler şunlardır:

Eğer prolaktin hormonu yüksek çıkarsa, test tekrarlanır. Sonuç tekrar yüksekse, hastanın tiroid fonksiyonlarına, kandaki üre ve kreatinin seviyelerine bakılmalıdır. Ayrıca karaciğer fonksiyon testleri, gebelik testi ve hipofiz MR tetkiki yapılmalıdır. Yüksek prolaktin seviyeleri tespit edilen hastalar ilaç tedavisine başlanır. Bu ilaçlar ağızdan alındığı gibi, vajinal yolla veya kalçadan enjeksiyonla da uygulanabilir. İlaç tedavisinde başarı oranı yüksektir ve tümörlerde %50'ye varan oranlarda küçülme sağlanabilir. Ancak bu ilaçların mide bulantısı, depresyon, hazımsızlık ve tansiyon düşmesi gibi yan etkileri olabilir.

Prolaktin hormonunun üst sınırı 25 ng/mL'dir. Seviyeleri 25'in üzerinde olan kişilerde adet düzensizlikleri, adet miktarında azalma, gebe kalamama, gebelik dışı süt salgısı ve böbrek hasarı gibi durumlar gözlenebilir. Ayrıca, yüksek prolaktin seviyelerine sahip kişilerin kilo almaya daha yatkın oldukları bilinir.

Sonuç olarak, prolaktin hormonu vücutta önemli işlevlere sahip bir hormondur ve seviyelerinin dengede olması sağlığınız açısından büyük önem taşır. Düzenli sağlık kontrolleri ve gerekli testlerle prolaktin seviyenizin izlenmesi, olası sağlık sorunlarının erken teşhisi ve tedavisi için kritik öneme sahiptir.