Çevremizdeki evli çiftlere baktığımızda, çocuk sahibi olmakta zorlandıklarını gözlemlemekteyiz. Bu durumun nedenlerinden biri, erkeklerin sperm sayısındaki azalmadır. Sperm sayısının azalmasının temel sebeplerinden biri, erkeklik hormonu olarak bilinen testosteron hormonunun düşük seviyede olmasıdır. Çevre kirliliği arttıkça, östrojen benzeri kimyasallar olan östrotoksinler, erkeklik hormonunun azalmasına neden olmaktadır. Ekolojik dengenin bozulmasıyla ortaya çıkan ve çoğalan zehirli kimyasallar, sperm sayısını azaltmaktadır. Erkekler için sorun yaratan tek etmen kirlenen doğa değildir; teknolojik cihazlar da testosteron seviyesinin düşmesine sebep olmaktadır. Hayatımızı kolaylaştıran pek çok elektronik cihazın yaydığı radyasyon dalgaları, erkeklerin sperm sayısını düşürmektedir. Tüm bu olumsuz etkenlere rağmen, testosteron hormonunu normal seviyesine çekmek ve artırmak mümkündür. Bunun için bazı yaşam alışkanlıklarını benimsemek yeterlidir.

Testislerin vücut dışında konumlanmasının mantıklı nedenleri vardır. Sperm üretiminin sürekli olabilmesi için ideal sıcaklık, vücut sıcaklığından biraz daha düşüktür. Testislerinizi sıcak vücudunuza bastıracak dar pantolon ve slip donlar giymekten kaçının. Geceleri mümkünse çıplak uyumayı tercih edin.

Vücudumuzdaki tüm salgılar gibi meni miktarı da sürekli değişiklik gösterebilir. Bu nedenle meninin bazen az, bazen çok olması endişelenecek bir durum değildir. Fakat meni yoğunluğu sürekli düşükse bu bir sorun olabilir. Çok fazla mastürbasyon yapılıyorsa, bu azaltılmalı ve bunun yerine düzenli seks yapılmalıdır. Bu meni üretimini artıracaktır.

20'li ve 30'lu yaşlarda yapılan ağırlık çalışmaları, testosteron hormonunu artırmakta ve ileri yaşlarda da hormon seviyesinin ideal seviyede kalmasını sağlamaktadır. Ağırlık çalışırken omuz ve kol gibi kısa kaslar yerine sırt ve bacak gibi uzun kasları çalıştırmak gerekmektedir. Bu kaslar, erkeklik hormonu üretimini daha fazla tetiklemektedir. Testosteron seviyenizi artırmak için az tekrarlı, yüksek ağırlıklı ve en az üç setten oluşan egzersiz programları uygulamalısınız.

Aşırı alkol tüketimi, karaciğer fonksiyonlarını bozarak kadınlık hormonu olan östrojen üretiminin artmasına sebep olur. Kadınlık hormonu arttıkça, erkeklik hormonu azalır. Bu nedenle alkol tüketimi haftada iki gün ve ikişer kadehle sınırlandırılmalıdır.

Vücutta fazla bulunan kilo, erkeklik hormonunu azaltmakta ve kadınlık hormonunu yükseltmektedir. Özellikle bel bölgesindeki yağlanma, hormonal dengesizliğin habercisi olarak bilinmektedir. 10'dan fazla olan kilolar ciddi sorunlara sebep olabilir.

Sigara sadece kalp ve damar hastalıklarına değil, hormonal bozukluklara da sebep olmaktadır. Sigara tüketenlerde testosteron hormonu, içmeyenlere göre %22 daha düşüktür. Bu nedenle sigara tüketimi son bulmalıdır.

Testosteron hormonu da dahil tüm hormonlar, beslenme şekliyle yakından ilişkilidir. Bol proteinli, az yağlı ve sebze-meyve ağırlıklı beslenme şekli, hem sağlıklı bir beden hem de sağlıklı hormonlar yaratmaktadır. Testosteron hormonu seviyenizi ideal düzeyde tutabilmek için üç ana ve üç ara öğün olarak yemek tüketin.